Rahim Ağzı Kanseri

Rahim Ağzı Kanseri

Kadınlarda oldukça sık görülen rahim ağzı kanseri serviks bölgesinde oluşmaktadır. Çoğunlukla  HPV virüsü yoluyla oluşan bu kanser türüne  hpv aşısı ile önlem alınabilmektedir. Bu kanser türüne erken teşhis mümkün olduğundan iyileşme oranı çok yüksektir. Rahim ağzı kanseri belirtileri genellikle kanser öncesi olmamakla birlikte rahim ağzı kanseri belirtileri  kanser yayıldıktan sonra ortaya çıkmaktadır. Kanser yayıldığında ve ihmal edilip ilerlemesine izin verildiğinde doku altında yayılarak tüm iç organları sarabilmektedir. Hastalık ilerlediği zaman tedavi edilme oranı da o kadar düşmektedir. En çok kendini gösteren rahim ağzı kanseri belirtileri anormal akıntılar, vajinal kanamalar, ara lekelenmeler, pelvik ağrı, cinsel ilişki sırasında ağrı oluşumu ve sonrasında da kanama oluşumudur. Serviks  kanseri erken teşhisi için en önemli yol smear testidir. Bu testle erken teşhis hemen mümkün olacaktır. Yapmanız gereken düzenli doktor kontrollerine giderek yapılacak smear testi ile bu kanser türünü ilerlemeden hemen yakalaya bilirsiniz.

 Faydaları

Rahim Ağzı Kanseri Nedir?

Rahim ağzı kanseri diye bilinen serviks bölgesinde oluşan kanser türüdür. Rahim kanseriyle farkı, bölgesel olarak farklı yerlerde oluşlarıdır. Rahim kanseri rahim içindeki dokuda oluşurken, rahim ağzı kanseri serviks bölgesinde yani rahmin ile döl yolunun birleştiği yerde başlar. Kanser hücreleri serviks bölgesinde çoğalarak ilerler ve rahim ağzı kanseri oluşumuna neden olur. HPV visürünün  rahim ağzı kanseri oluşumuna % 95 oranında  neden olduğu bilimsel araştırmalar sonucu ortaya çıkmıştır. Rahim ağzı kanseri kadınlarda en çok görülen 3. kanser türüdür. En çok görülen rahim ve yumurtalık kanserinden sonra gelmektedir. Dünyada maalesef  yüzlerce kadın her gün bu yüzden ölmektedir. Türkiye’ de ise maalesef günde 2 tane kadın ölümü rahim ağzı kanseri nedeni ile gerçekleşmektedir. Bu kanserin büyük oranda oluşumuna HPV virüsü yani halk dilinde insan siğil virüsü tıp dilinde ise human papilloma virüsü adı verilen bir virüs türü neden olmaktadır.

Rahim Ağzı Kanseri Hangi Yaşlarda Daha Çok Görülmektedir

Rahim ağzı kanseri genellikle 35-45 yaşları arasında çok görülmektedir ve neredeyse % 35’i bu yaşlarda olan kadınlarda görülürken, 45-54 yaşları arasında ise % 24 oranında görülmektedir. Yaş ilerledikçe görülme oranı da düşmekte olan rahim ağzı kanseri 55-64 yaşları arasında %17 oranında görülmeler göstermekte ve  65- 74 yaşları arası ise %10 oranında görülmeler göstermektedir. 35 yaşına gelmemiş kadınların hepsinde görülme orası ise % 14 kadardır.

Rahim Ağzı Kanseri Belirtileri

  • Vajinal kanama
  • Normal olmayan, anormal kokulu vajinal akıntı
  • Pelvik ağrı yani alt karında oluşan kasık ağrılarının hemen hepsine denen ağrı çeşididir.
  • Cinsel ilişki sırasında ağrı veya lekelenme olması ilişki sonrası kanamalar veya lekelenme görüşmesi

Rahim ağzı kanseri öncelikle başlamadan hiç belirtisi olmayan bir hastalıktır.Rahim ağzı kanseri  belirtileri başladığında ise hastalık çoktan yayılmış demektir. Kanser hücrelerinin yayılmasıyla sulu akıntı, kanamalar ve lekelenmeler olmakta ve hasta bu bulgularla doktora gittiğinde ise kanser çoktan yayılmış olmaktadır. Kanamalar adet döneminde çoğalabilir, adet sonrası bitmek bilmeyen lekelenmeler halinde olabilir, cinsel ilişki sırasında ağrı olurken kanamalarda olabilir, cinsel ilişki sonrasında da lekelenmeler de görülebilmektedir. Rahim ağzı kanseri belirtileri biri bile sizde var ise bir an önce doktorunuza giderek görünmeniz gerekmektedir. Serviks kanseri sinsice ilerler ve iç organları çok kısa bir sürede sarabilmektedir. İleri kanser belirtilerinde ise bacaklarda şişme oluşmakta, karın ağrısı ve kasıklarda olan ağrılar ilerlemiş kanser vakalarında çok sık görülür. Diğer rahim ağzı kanseri belirtileri ise idrar yaparken ağrı ve yanma hissidir. Eğer kanser hücreleri komşu organlar veya lenf bezlerine sıçramışsa buradaki organların da çalışmasını bozmakta ve ilerleyerek oradaki organları da sarmaktadır. Rahim ağzı kanserinin ilerleyerek büyümesi halinde idrar torbanıza baskı yapabilir ve bu baskıdan dolayı idrar yapma problemleri de yaşatabilir. Bu demek değildir ki idrar torbanıza sıçramış yada başka bir alana geçmiştir. Rahim ağzı kanseri belirtileri’nin  her hangi biri sizde var ise vakit kaybetmeden doktorunuza baş vurmanız gerekmektedir.

Rahim Ağzı Kanseri Neden Olur

Rahim Ağzı Kanseri Neden Olur

Rahim ağzı kanseri neden olur sorusuna,  verilebilecek cevap ise en büyük oluşum nedeni HPV virüsi ile cinsel ilişki sırasında bulaşmasıdır. Bu virüsün yaklaşık 100 tipi vardır ve kadınlarda serviks kanserini bulaştıran en çok iki tip HPV vürüsü olduğu bilimsel araştırmalarla ortaya çıkmıştır. HPV virüsü kadına cinsel yolla bulaşmaktadır ve ilişkiye girilmesede sadece cinsel organların birbirine değmesi bile bu virüsün bulaşmasına sebep olabilir. Tek bir seferlik ilişki ile bile bulaşabilen HPV virüsü son derece tehlikelidir. Vücudun bağışıklık sistemi hpv virüsünü bazen yok edebilir ama bu eğer olmaz ise bu virüs sinsice ilerler ve normal hücrelerin içine girerek orada anormal oluşumlar ortaya çıkarabilir. Bağışıklık sistemimiz eğer bu virüsü temizler ise,  6-24 ay arasında temizler ve kadın hpv virüsü kaptığının hiç farkında olmadan hayatına devam eder. Bağışıklık sistemi bu virüsle baş edemez ve temizleyemez ise rahim kanseri olarak kadının organını sarmaktadır. Rahim ağzı aşısı yani hpv aşısı, hpv virüsünün servisk bölgesinde ilerlemesine 5 yıl kadar süre ile engel olabilmektedir. Rahim ağzı aşısının yani hpv aşısı 5 yıl sonunda ne kadar daha koruduğu hala araştırılmakta ve tam bir süre verilememektedir. Kadınlarda bu aşı 45 yaşına kadar çocukluk evresinden itibaren yapılmaktadır. HPV aşısı sayesinde çocukluktan itibaren virüse yakalanma riski azaltılmaya çalışılmaktadır. Rahim ağzı yaraları da serviks kanseri oluşumuna etkilidir. Serviks bölgesindeki enfeksiyonlar ileri derecelerde olduğunda bu oluşum ilerleyerek serviks kanserine  dönüşebilmektedir.

HPV Aşısı

HPV Aşısı

Servikal kanserden korunmanın bilinen tek yolu hpv aşısı olmaktır. HPV virüsünün 15 tane kadarının kanser yaptığı bilinmekte ve bu virüsten korunmanın tek yolu hpv aşısı olmaktır. Aşının en iyi etkiyi sağlayabilmesi için henüz  küçük yaşlarda cinsel yönden daha ilişkiye girmemiş kız çocuklarına yapılması o kız çocuklarını ileride bu hastalık konusunda çok daha etkili koruma sağlamaktadır. 9-11-12 yaşları arası başlanabilen  hpv aşısına ne kadar erken başlanırsa o kadar etkili olmaktadır. HPV aşısı rahim ağzı kanseri tedavisi için değil, bu hastalıktan ve hpv visüründen koruyucu etki sağladığı için yapılır. Yine de ileriki yaşlarda olan kadınlar içinde yapılması koruyucu etki gösterebilir. Doktorunuz tarafından uygun görülürse yapılabilir.

Rahim Ağzı Kanseri Teşhisi Nasıl Konur?

  • Düzenli smear testlerini kadınların yaptırması işte, bu nedenle çok önemlidir. Düzenli smear testleri yaptıran kadınlar bu hastalığı erken evresinde yakalarlar. Düzenli smear testlerine gitmeyen kadınlarda ilerleme görülebilir ve smear testinde anormallik var ise bu kadınlardan biyopsi ve kalkopkopi yapılarak  displazi veya kanser oluşumu olup olmadığına bu testlerle bakılmaktadır. Doktorunuz bunların yanında diğer testlere de bakabilir.
  • Doktorumuz rahim ağzını mikroskopla inceler ve muayene sırasında görülmeyen oluşumlar mikroskopla görülebilmektedir.
  • Doktorumuz gerek görürse bu inceleme sırasında doku örneği alarak incelenmek üzere laboratuvara gönderir ve inceleme sonucu teşhis koyar.
  • Rahim ağzından koni şeklinde bir parça çıkarılır ve bu parça incelemeye gönderilir ve bu işleme koni biyopsi denmektedir.
  • LEEP işlemi ise rahim ağzındaki anormal alanları çıkarmak için ince tel bir halka kullanılır ve anormal bölgedeki kan damarlarını elektrik akımı ile yakmak için kullanılır. Bu testlerde sonuç rahim ağzı kanseri çıkar ise  kanserin ne derecede ilerlediği saplanmış olur. Saplanan serviks kanseri için ileri evre testler gerekmektedir.

İleri Evre Rahim Ağzı Testleri

  • Pelvis muayenesi ile komşu dokulara bu oluşumun yayılıp yayılmadığı yumurtalık, rahim ve dokular incelemeye alınarak belirlenir.
  • Sistoskopi ile idrar torbası, üretra ışıklı bir cihazla incelenir ve bu inceleme sırasında kanser oluşumu olup olmadığına bakılır.
  • Proktoskopi testinde ise rektum içine ışıklı bir cihazla bakılır ve inceleme yapılır.
  • Maalesef bu kanser türü çok çabuk diğer organlara yayılmalar göstereceğinden akciğer ve lenf düğümleri gibi başka bölgelerde de yayılımlar oluşup oluşmadığına başka testlerle bakılmaktadır. Böbreklerin tıkanmasına yol açabilen bu kanser türü için doktorunuzröntgen film, ultrason, tomografi, MR veya laparoskopi gibi testler ile incelemeler yaparak kanserin ne aşamada ve hangi organlar içinde ne derece yayılmalar yaptığını inceler.

Rahim Ağzı Hücre Değişiklikleri

Smear yaptırdınız ve bu testler sonucunda hücre değişimleri gösteriyorsa bu şekilde bir sonuç olabilir,

  • ASC-US : önemi belirsiz atipik skuamöz hücreler demektir.
  • LSIL : düşük dereceli skuamöz intraepitelyal lezyon demektir.
  • HSIL : yüksek dereceli skuamöz intraepitelyal lezyon demektir.

Smear sonuçlarınızda bu bulgular var ise takibe gerek var demektir. Bunlardan en önemlileri ise HSIL kansere dönüşme riski çok yüksek demektir ve mutlaka tedavi edilmelidir. Bu sonuçlarla mutlaka ileri evde testler gerekir ama diğer iki sonuç için tedavi gerekmemekle devamlı kontrol altında tutularak değişimler gözlenmektedir.

Pap Smear Testi

Her kadın yılda bir kez mutlaka bu pap smear testi yaptırmalı ve düzenli doktor muayenesine gitmelidir. Smear testinin yanında likid bazlı sitoloji yöntemi de uygulanabilir ve bu yöntem daha pahalı ve daha ince detaylıdır. Pap smear testi doktorunuz tarafından yapılan çok basit bir uygulamadır. Bir fırça yardımı ile serviks ve vajinal bölgeden hücre toplanır ve sıvı alınarak cam bir kaba konur ve incelenmek üzere laboratuvara gönderilir. Bu uygulama çok ucuz olmakla birlikte artık ana sağlıklarda bile yapılmaktadır. Smear testinde uygulama daha kısıtlıdır ve likid bazlı sitoloji yöntem ise daha pahalı olmasına rağmen daha ayrıntılı inceleme yapılmakta ve doğruluk oranı daha yüksek oranda olmaktadır. Bu testlerin sonucunda eğer anormal hücre tespit edilirse bu durumda doktorumuz bizden diğer tetkikleri ister bu tetkikler HPV testi ve kolposkopi yaptırmak olacaktır.Bu testler sonucu kadında servikal kanser olup olmadığı belirlenmiş olur test sonucu eğer negatif çıkmış ise kadında hiç bir bulgu bulunamadı demektir. Epitelyal hücre anormalikleri diye bir sonuç çıkmış ise bu sonuç doğrultusunda kanser oluşumu var yada bozulmuş hücreler mevcut demektir. Bazen pap smear testinde negatif çıksa da bu sonuç doğru çıkmamış olabilir. Bu testte de yanılma payı vardır. Biz gene de daha detaylı bir test istemeli ve smear testimizi de sık sık yaptırmalıyız ki doğru sonuçlara ulaşalım. Sonucumuz eğer anormal çıkarsa kolposkopi, biyopsi ve serviks kürtajı gibi daha ileri tetkikler yapılır. Servikal bölgeden parça alınarak incelenir ve bu sonuca göre doktorumuz tanısını koyar.
Kolposkopi yapılan hastada anormal hücre oluşumu görüldüğünde bu oluşum lazerle yada dondurma yöntemi ile müdahale edilerek oluşuma erkenden önlem alınmış olur. Bu yöntemle kanser daha oluşum sürecinde iken önlenmiş olmaktadır.

HPV DNA Testi Nedir?

Serviks kanseri maalesef ki HPV virüsü sebebiyle oluşmaktadır ve bu oluşum bu test ile hemen anlaşılmaktadır. Bu test sonucu hpv virüsünün olup olmadığı tam olarak anlaşılmaktadır. Cinsel organda siğil yapan hpv virüsü tipleri ile kanser oluşturan tipleri birbirinden farklıdır ve bir çok hpv virüsünü vücudumuz 2 yıl içerisinde kendiliğinden yok eder ve temizler.

Rahim Ağzı Kanseri Tedavisi

Serviks  kanserine yakalanan kişilerde öncelikle hastalığın ne durumda hangi evrede olduğu testlerle belirlenir ve serviks kanserine yakalanan kişiye yapılacak rahim ağzı kanseri tedavisi şekli jinekolojik onkolog, patolog, radyolog, medikal onkolog ve radyasyon onkoloğu doktorlarının  ortak kararıyla tedavi süreci başlatılır.
Serviks kanserine öncelikle gerek görülür ise cerrahi yöntem ve radyasyon tedavisi uygulaması gerçekleştirilir.
Cerrahi Tedavi: Rahim ağzı kanseri tedavisi için kullanılan cerrahi tedavide mümkün olduğunca tümör çıkarılmaya çalışılır ve eğer yayılmış ve çevresinde de tümör oluşumları var ise onlar da mümkün olduğunca temizlenir.
Radyasyon Tedavisi: Rahim ağzı kanseri tedavisi için vücuda dışarıdan yüksek enerjili ışın verilir ve bu ışınla tümörü küçültmeye çalışılır. Radyasyon tedavisi olan kişiler aynı zamanda da kemoterapi tedavisi de görebilirler. Bu tedavi ile kanserin yayılması önlenmiş olup yayılan kanseri kontrol altına almak hedeflenir.
Kemoterapi Tedavisi: Rahim ağzı kanseri tedavisi için kullanılan kemoterapi vücuda verilen ilaç tedavisidir ve bu tedavi ile kanserli hücreleri öldürmek hedeflenir. Bu tedaviler tek başına yada hepsi bir arada uygulanabilmektedir. Bu uygulamaları doktorlarınızın ortak kararı belirler.

Serviks Kanseri Evreleri

Sadece serviks kanserinde değil tüm kanserlerde evreler aynıdır ve birden dörde kadar sıralanır. Birinci evre daha ilk evre demektir ve hastalığa daha yeni yakalanma evresidir, bu evrede olan kişilerde tedavi şansı çok yüksek demektir. Dördüncü evre demek ise en ilerlemiş evre demektir ve hastalığın iyileşme oranı çok düşüktür. Birinci evrede hastanın iyileşme şansı % 80-90 seviyesinde iken, dördüncü evrede olan hastanın iyileşme imkanı maalesef  % 5-10 arasında olmaktadır. Hastalığın seyri kanserin evresine bağlı olup hastanın yaşı, yaşam şekli, hastalığa nasıl yanıt verdiği de çok etkilidir. Rahim ağzı kanseri üst vajinanın üstüne doğru ilerlemişse radyasyon kanser hücrelerini yüksek enerjili ışınlara maruz bırakarak onların çoğalmasını engeller ve bu süreç haftalar sürebileceğinden hastaneye de yatmak gerekebilir.

Rahim Ağzı Kanseri Tedavisinin Yan Etkileri

Rahim ağzı kanserinde de diğer kanserlerdeki tedavilerde görülen yan etkilerin hepsi görülmektedir. Kemoterapinin dozu, kullanılan ilaçlar bu yan etkileri çok fark ettirmektedir. Bu yan etkilerin başında iştah kaybı, saç dökülmesi, kansızlık, psikolojik dengesizlikler, depresyon, kusma, mide bulantıları, halsizlik, güç kaybı, el ve ayaklarda uyuşmalar, idrar yolları ile ilgili problemler, cinsel problemler, deri döküntüleri gibi bir çok yan etki yapmaktadır. Ayrıca kemoterapi sonrası hastanın bağışıklık sistemi çok güçsüz olduğu için hemen hastalanır, kendini koruması ve çok kişi ile görüşmeyerek kalabalık ortamlardan uzak kalması gerekmektedir.

Rahim Ağzı Kanseri Tedavisinden Sonra Hastanın Takibi

Rahim ağzı kanseri tedavisi sonunda kanser tam olarak geçmeyebilir ve yeniden tekrarlaya bilmektedir. Rahim ağzı kanseri tedavisi süreci bitiminde hiç bir zaman yenilemeyecek demek değildir. Bu yüzden de hastanın takibi çok önemlidir. Rahim ağzı kanseri tedavisi sonrası hasta belirli aralıklarla yeniden kanser tarama testlerini yaptırmalı ve yenileme riskine karşı asla kontrollerini ihmal etmemelidir. Bu testler ilk bir kaç yıl içerisinde daha sıklıkla yapılırken belirli bir dönem geçtikten sonra altı ay sonrasında da yılda bir olmak üzere mutlaka tekrarlanmaktadır.

Rahim Ağzı Kanserine Yakalanma Riski Nelerdir?

  • Kişide kanserin olup olmaması bazı risklere bağlı olduğu kadar kesinlikle olacak anlamına da gelmemektedir. Gene de bu risk faktörlerine sahip olan kişiler düzenli kontrollerini yaptırmak zorundadırlar. Kanser sinsice ilerler bu kanseri önlemek için düzenli doktor kontrollerine giderek aldırılan  smear testleriyle belirlenebilir. Günümüzde ana sağlıklarda bile yapılan bu uygulama ile bu kanser türüne yakalanma risklerini ortadan kaldırmanız mümkündür. Nadirde olsa hiç bir belirtisi ve risk faktörleri bulunmayan kişilerde de görülebilmektedir. Risk faktörlerinin kişi tarafından bilinmesi rahim ağzı kanserinin önüne geçerek kişinin bilinçlenmesi adına çok önemlidir.
  • Servikal kanser oluşumu için en yüksek risk taşıyan faktör HPV virüsüdür. HPV virüsü cinsel yolla bulaştığından cinsel yönden aktif kadın ve erkek tüm bireyler HPV enfeksiyonu geçirebilirler. Kadınlar 15-45 yaşları arasında her 4 kadından 3’ü bu enfeksiyonu geçirmekte fakat bunu geçirdiğinin bilmemektedir. HPV enfeksiyonu genellikle zararsız olduğundan bunu geçiren kişilere zarar vermeden geçmektedir. Enfeksiyon yıllarca enfekte olmadan vücut içinde kalabilir, siğillere de neden olmayabilir de fakat kişide genital bölgede siğil olmaması bu virüsü taşımadığına ilerde de serviks kanseri olmayacağı anlamına gelmemektedir. Enfeksiyon kanserleşmese de ileride kanser olabilecek doku bozuklukları, anormal doku değişimlerine ve kanser oluşabilecek durumlara neden de olabilir. Bu virüsün 100 den fazla çeşidi olmakla ancak çok azı çok tehlikeli ve kanser oluşumuna sebep vermektedir. HPV virüsünün yaklaşık üçte biri tehlikeli ve bu enfeksiyonun tedavisi maalesef yoktur. Günümüzde rahim ağzı aşısı yani HPV  aşısı yapılmakta bu hastalığa yakalanma riski azaltılmaktadır.
  • Cinsel ilişkilerin erken yaşta başlaması, çok sayıda kişi ile ilişkiye girmek yada çok sayıda kişi ile ilişkisi olmuş bir biriyle birlikte olmak bu hastalığa yakalanma riskini çoğaltmaktadır. Bu kişilerin cinsel ilişki sırasında hpv virüsünü almaları daha kolaydır ve bu hastalığa yakalanma riskleri daha çoktur. Cinsel ilişki sırasında prezervatif kullanılsa da bilimsel araştırmalar göstermiştir ki prezervatifinde bu konuda çok bir etkisi yoktur. HPV virüsü prezervatif kullanılsa da geçmektedir. Bundan korunmak sadece çok kişiyle ilişkiye girmemekle mümkündür. İlişkiye gireceğiniz kişiyi iyi tanımanız ve onda bu virüsün olmadığından emin olmanız gerekmektedir. Prezervatif  bu virüste etki göstermemekle AİDS gibi bazı cinsel yolla geçen hastalıklar için koruyucu etkidedir.
  • Sigara kullanan kişilerde bu hastalığın normal kişilere göre maalesef  2 kat fazla olduğu görülmektedir.
  • Human Immunodeficiency Virüs Enfeksiyonu denen bir virüs vardır bu virüste aids hastalığına neden olur ve bu virüsü kapan kişilerde de serviks kanseri görülme olasılığı çok yüksektir.
  • Chlamydia enfeksiyonu denen bir diğer enfeksiyon türü de gene cinsel yolla geçer ve hiç bir bulgu vermez. Bir bakteri türüdür ve kadın bunu geçmişte yada yakın dönemde almiş ise ilerde rahim ağzı kanserine yakalanma riski çok ileri seviyededir.
  • Genetik olarak geçmese de anne yada kış kardeşlerde bu hastalık var ise sizde risk altındasınız demektir.
  • Önceden rahim ağzı kanserine yakalanmışsanız ve rahim ağzı kanseri tedavisi olmuşsanız gene olma ihtimali yüksektir. Bir daha olmayacaksınız anlamına gelmez.
  • Kilolu kadınlarda bu hastalığın olma riski zayıf kadınlara göre daha fazladır.
  • Doğum kontrol hapını 5 yıldan çok süre devamlı kullanmak bu riski çoğaltır.
  • Çok doğum yapan kadınların devamlı kontrole giderek düzenli kendine baktırması gerekmektedir.
  • Doktor kontrollerini yaptırmayan kadınlarda hastalığın ilerleme riski daha yüksektir.
  • Rahim ağzı yarası olan kadınların düzenli kontrol yaptırmaları ve bu yarayı tedavi ettirmeleri gerekmektedir.

Rahim Ağzı Kanserini Nasıl  Önleriz?

Rahim ağzı kanseri kanser türleri içerisinde en önlenebilir kanserlerdendir. Büyük çoğunluğu  HPV virüsü yoluyla bulaşan ve kansere dönüşen bu kanserin önlenebilmesi için bu virüsü almamak kanseri önlemek demektir. Kadınların hpv aşısı yani rahim ağzı aşısı yaptırarak önlemlerini almaları bu kanserin oluşumunu önlemektedir. Düzenli doktorlarına giden kadınlar her yıl smear testini yaptırmaları bu kanseri önceden önlemeye yardımcı olmaktadır. Rahim içi enfeksiyonlarına dikkat etmek, rahim ağzı yaralarını yaktırmak yada dondurmak bu kanserin oluşumunu önlemeye yardım eder. Düzenli tarama ile önlene bilen tek vajinal kanser türü serviks kanseri olarak bilinir. Sigarayı bırakmak, cinsel ilişkilere dikkat etmek bu kansere yakalanmanızı önemli derecede önlemeye yeterlidir. Rahim ağzı kanseri belirtilerinin biri yada bir kaçı sizde var ise mutlaka doktora hemen başvurmanız gerekmektedir.

Rahim Ağzı Kanseri Bulaşıcımıdır?

Rahim ağzı kanseri bulaşıcı değildir fakat bu oluşum HPV virüsü yolu ile bulaşmışsa ve HPV virüsü taşıyan kadın cinsel ilişki ile karşı tarafa HPV virüsünü bulaştırmaktadır. Eşlerde görülen bulaşma bir tarafa bir şey yapmazken diğer tarafa bulaştığında, özellikle kadınlarda cinsel bölgede siğillere, üreme organlarında ve dış genital bölgede kanser ve kansere dönüşebilen hastalıklara çoğunlukla dönüşebilmektedir. Vücudumuz bu virüsü aldığında yaklaşık 2 yıl içerisinde bu virüsü % 90 oranında savaşır ve  vücuttan temizlemektedir. Temizlenemeyen HPV virüsleri zaman içerisinde enfeksiyonlu bölgeye yerleşir ve 10-15 yıl içerisinde kansere dönüşebilirler. Bazı düşük riskli HPV virüsleri ise siğiller oluşturmakla kalırlar. Yüksek riskli HPV virüsleri ise bulaşır ve kansere dönüşümleri kısa süreli olabilir.

Rahim Ağzı Kanseri Bitkisel Tedavi Yolları

  • Bilindiği üzere rahim ağzı kanserine HPV virüsü neden olur ve bu virüs insan vücudunda çoğu zaman kanser yapmadan 2 yıl içerisinde yok olabilir. Vücudumuz bu virüsle savaşır ve bağışıklık sistemimiz bu virüsü belki de siz kanser olmadan, bu virüse yakalandığınızı bilmeden yok edebilir. Yukarıda da anlattığımız gibi kanser oluşumuna neden olan bu virüsle vücudumuzun daha virüsü aldığında savaşması ve anti kanser yiyeceklerle bu oluşum daha olmadan hücre yapısını bozmadan onu yok etmek gerekmektedir. O yüzden de kanser önleyici rahim temizleyici yiyecekler ve bitkiler bizim bu oluşumda kendimizi savunmamız için çok önemlidir. Hastalığa yakalanmadan önce savaşmak için ve hastalık evresinde daha güçlü olabilmek ve hastalığı yenebilmek takviye güç istemektedir. Özellikle aşağıda belirtilen çaylar ve bitkiler size bu gücü vermekte çok yardımcı olacaktır.
  • Öncelikle doktorunuzun önerdiği ilaç tedavilerini mutlaka yapmanız gerekmektedir. Bitkisel yollar koruyucu nitelikte ve bilindiği üzere çokta faydalıdır.
  • Bu kanseri yenmekte en çok kullanılan ısırgan otudur. Isırgan otu tohumunu bal ile karıştırıp yemek bu kanser türüne yakalanmış yada kanser riski taşıyan insanlar için bulunmaz bir nimettir. Isırgan otunu kaynatıp içmek ter türlü kanser tedavisinde, kanser olmuş tedavisi bitmiş ve kendini koruyan insanların bir daha hücre çoğalımı olmasını önlemekte çok etkili bir ilaçtır.
  • Çörek otu yağı içmek kanser oluşumunu önlemekte, kanser hastalarının tedavisinde oldukça önemli rol oynamaktadır. Kanseri atlatmış kişilerde risk altında olup, kendilerini korumak amaçlı her gün bir kaşık içmelidirler.
  • Ada çayı sabah akşam tüketmekte kanser oluşumlarını önlemekte kullanılan bir yoldur.
  • Greyfurt suyunu ve meyvesini bol yemek kanseri önleyici bir yoldur çünki bu meyvede anti kanser özelliği vardır.
  • Bal kabağı da anti kanser önleyici özelliktedir ve rahim temizliği için kullanılır.
  • Zencefil içerisinde de anti kanser özelliği vardır ve zencefili toz olarak yada yemeklerimizde ve çay olarak tüketebilirsiniz.
  • Ayva içerisinde de anti kanser özelliği bulunduğundan ayva meyvesini bol yemek ve suyunu içmek gerekmektedir. Ayvanın yapraklarından da çay olarak yararlanırsanız bu meyvenin yaprakları da anti kanser özelliğini taşımaktadır.
  • Keçi boynuzunun kanser önleme özelliği olduğundan pekmezini, marmeladını, kendisini, aktarlarda bulunan keçi boynuzu özünü özellikle ilaç niyetine tüketmenizi tavsiye ederiz.
  • Kuşburnu çayı, pekmezi ve marmeladında anti kanser özelliği bulunduğundan bu besinide tüketmek kansere yakalanma riskini azaltır.
  • Hindistan cevizinde de kanser önleyici özellik bulunmaktadır ve özellikle hindistan cevizi suyunu içmeniz çok önemlidir.
  • Kantoron bitkisi de anti kanser özellikte olup sabah akşam çayının içilmesini öneririz.
  • Kekik çayı içilmesi kanseri önlemekte çok etkilidir.
  • Zerdaçal çayı ve toz halde kullanımı da kansere yakalanma riskini azaltmaktadır.
  • Papatya çayı içmek çok etkili bir kanser önleyicidir.
  • Papatya, zencefil, rezene ve nar çiçeği çayı içmek rahim kanseri tedavisinde etkili bir kürdür.
  • 5 adet soğanı 2 bardak sıcak suda haşlayıp bu suyu yemeklerden önce aç karna içmek rahmi temizlemekte ve kanser oluşumunu önlemektedir.
  • Enginar rahim ağzı kanserini önleme konusunda çok etkilidir. Kanser oluşumunu yok ederek temizlediği bilinmektedir.
  • Lahana kanseri önlemekte çok etkili olduğu bilinen sebzelerin başında gelmekle birlikte oluşumu önleyerek tedavi edici niteliktedir. Lahanayı bir tencerede haşlayın ve çorba niyetine sabah akşam için.
  • Soya kanseri önleme özelliği taşıyan bitkilerin en başında gelmekle birlikte özellikle göğüs, rahim, rahim ağzı kanseri oluşumunu engellemektedir.
  • Mine çiçeği çayının kanseri önlediği bilinmektedir ve bu çayı akşam yatmadan önce içmek çok faydalıdır.
  • Susam yağı içerisinde anti kanser özelliği olduğundan günde 3 defa bir kaşık içilmesi kanseri önler.
  • Kestaneninde kanseri önleme özelliği vardır bu yemişide yemeniz faydalıdır.
  • Kestane balı kanser oluşumlarını tedavi ederek bünyeyi temizlemekte kullanılmaktadır.
  • Elma sirkesi bu hastalık için çok önemli bir ilaçtır.

http://www.kadinvsaglik.com/

Rahim Ağzında Yara

Rahim Ağzında Yara

Pek  çok kadında olan rahim ağzı yarası sinsice ilerleyen çok belirti göstermeyen ancak jinekolojik muayenede doktorun kontrolünde ortaya çıkan bir hastalıktır. Rahim ağzı yarası servikal erezyon diye bilinir ve servisit diye adlandırılan kelimenin anlamı ise rahim ağzı iltihaplanmasıdır. Servisit sıklıkla bir iltihaplanma sonucu ortaya çıkar ve rahim ağzını kaplayan epitel hücrelerin kaybolup daha kırmızı renklerde olan rahim kanalındaki endoservikal hücrelerin dışarı doğru transformasyon alanına yayılır ve bu yayılan hücreler daha çok kanlandığı için kırmızı renkte görülürler. Bu hücreler enfeksiyola birlikte kanamaya daha yatkın oldukları için değişik mikrobik sebeplerle zamanla rahim ağzında yara oluşumuna sebep olurlar. Rahim ağzı yara oluşumu doğum ve yaşla alakalı olmamakla birlikte her yaşta kadında sıklıkla görülebilen bir hastalıktır.  Ancak bazen irritasyon ya da travma sonrası da  rahim ağzı yarası ortaya çıkabilir. Karın ağrısı, yanma, akıntı şikayetleri ile doktora giden bir çok kadına da başka hastalıklar ile birlikte yada tek başına bu hastalık teşhisi konabilir. Belirtileri diğer bir çok hastalığa benzediği için kadının tek başına bu hastalıktan şüphelenmesi mümkün değildir. Genelde bu hastalığın teşhisi kadınların başka bir hastalıktan dolayı doktorlarına başvurmaları ve jinekolojik muayene sırasında doktorunun belirlemesiyle mümkündür.

Rahim Ağzı Yara Belirtileri Nelerdir?

Sağlık

Rahim Ağzı Yara Belirtileri Nelerdir?

  • Adet kanaması bitiminde oluşan akıntı ve adet kanamasının  uzayarak lekelenmeler halinde olması ilk belirtilerindendir.
  • Akıntı oluşumu ve bazen de kokulu akıntı yapabilir.
  • Ara lekelenmeler olabilir.
  • Anormal vajinal kanamalar yapabilir
  • Kasık ağrısı, bele vuran ağrılar olabilir.
  • Cinsel ilişki sırasında ağrı yada sonrasında kanama oluşumu olabilir.
  • İdrar yaparken yanma ve kaşıntı olabilir.

İlk başlarda her hangi bir belirti olmaya bilir fakat ilerledikçe kötü kokulu akıntı ortaya çıkabilir. Tedavi edilmeyen bir rahim ağzı yarası ilerler ise spermlerin kanala girmesini engelleyerek kısırlığa yol açabilir. Kısırlık tedavilerinde ilk önce rahim ağzında yara olup olmadığına bakılır ve yara var ise önce o tedavi edilir. Servisiti olan kadın eğer hamile kalırsa bebekte doğum sonrası akciğer enfeksiyonları, göz enfeksiyonları gibi bir çok hastalık oluşabilir ve bebek bu hastalılara daha yatkın olur.

Rahim Ağzı Yara Teşhisi Nasıl Konur

Doktorumuzun muayenesi bile önemli derecede bu tanıyı koymaya yeterlidir. Bu hastalıktan tam olarak emin olmak için bazı tetkikler yapılır.

rahim ağzında yara

Servisit

Servisit yani serviksin iltihaplanması enfeksiyonal bir durumdur ve vücudun normal çalışan bir mekanizması nasıl iltihaplanırsa oradaki olay aynen burada da gerçekleşir. Dokuda enfeksiyondan kaynaklı yara oluşumunda akyuvarlar o bölgeyi iyileştirebilmek amaçlı oraya göç ederler ve bu bölgede kan akışı hızlanır. Normalde açık pembe olan bu bölge şişerek kızarır. Muayene esnasında yara oluşumu bu yüzden çok net gözükür. Ne kadar net görülse de gene de mutlaka bazı testler yapılması gereklidir. Bazen rahim ağzı kanseri de ilk evrelerinde rahim ağzı yarası gibi görülebilir.

Rahim Ağzı  Yara Teşhisinde Kullanılan Testler

Smear

Servikal enfeksiyonu ve rahim ağzı kanseri teşhisinde kullanılır. Smear her kadının yılda bir kez mutlaka yaptırtması gereken çok basit ve o kadar da önemli bir testtir. Doktor muayenesi sırasında rahim ağzı salgısından bir fırça ile bir miktar alınır ve cam bir tüp içerisine konarak patolojik incelemeye gönderilir. Patolojik inceleme sırasında laboratuvar ortamında incelenen bu sıvı içerisindeki normal dışı maddeler bulunur ve bir rapor yazılarak doktorunuzun incelemesine sunulur. Artık ana sağlıklarda bile çok basit bir şekilde aile hekiminizden isteyerek yaptırdığınız bu testi ebeler yapmakta ve devlet hastanelerinin laboratuvarlarında incelenmektedir. Parasız bir şekilde yapılan bu test çok acısız ve ağrısızdır. Çoğu kadının maalesef ki ihmal ettiği bu testler sayesinde hastalık daha ilk evrelerinde yakalanabilir ve ilaç tedavisi ile geçirilebilmektedir.

Servikal Biopsi

Rahim ağzı ileri derecede bir enfeksiyon kapmış, rahin ağzında yara ilerlemiş, anormal bir durum görülmesi halinde rahim ağzı yani servikal kanser taramasında kullanılan bir uygulamadır. Servikal dokudan parça alınarak patolojik araştırma yapılması için laboratuvara gönderilir ve bu incelemeler sonucu zararlı bir oluşum, oluşup oluşmadığına bakılır. Eğer bu parça alım işlemi tek bir noktadan alınamıyorsa saat yönünden 3-6-9-12 hizalarında tam bir artı çizilerek dört kenardan alınır ve patolojiye gönderilir. Maalesef çok fazla kadında görülen rahim ağzı kanseri teşhisi için çok önem taşıyan bu testler sayesinde erken tanı konabilir ve bu hastalık ilerlemeden yakalamak bu testlerle mümkün olmaktadır.

Kolposkopi

Büyütece benzer bir malzeme ile ışık altında rahim ağzı ve vajenin incelenir ve şüpheli alanlar daha net ortaya çıkarmak için kalkoskapi yapılmadan önce rahim ağzı bir takım kimyasallar ile silinir. Daha sonra boyanan rahim ağzı dokusunun boya tutmadaki farklılıkları gözlenerek bu farklara göre biyopsi alınır ve bu biyopsiler patolojik incelemeye gönderilir. Kalkoskopi incelemesi sırasında rahim ağzı kılcal damarları da incelenir ve anormal olan bir damarlaşma olup olmadığına bakılır. Bu damarlaşma rahim ağzı kanseri oluşup oluşmadığı ayrımı yapılabilmesi için çok önemli bir incelemedir. Bir çok kadının maalesef başına gelen rahim ağzı kanseri taramalarında çok önem taşıyan bu inceleme gerekli durumlarda yapılır ve asla ihmal edilmemesi gereken testlerden bir tanesidir.

Rahim Ağzı Yarası Neden Olur?

Rahim Ağzı Yarası Neden Olur?

Rahim ağzında yara oluşumunun belirli bir sebebi olmamakla birlikte en sıklıkla enfeksiyonlarla görülmektedir. Rahimde ve rahim ağzında oluşan bu enfeksiyonlar tedavi edilmediği taktirde rahim ağzı yarası olarak görülmektedir. Rahim ağzı yasası’na diğer sebeplerden biri de sık  cinsel ilişkidir. Cinsel ilişki yönünden aktif her kadın rahim ağzında yara olma yönünde uygun bir aday olabilir. Rahim ağzında yaraya  neden olan en önemli üç mikroorganizma klamidya, gonore ve trikomonas denen organizmalardır. Bu organizmalar dışında bazı alerjik reaksiyonlar da  bu duruma yol açabilir. Temizlik çok önemli bir etken olup iç çamaşırı temizliği bu hastalığın ilerlemesine sebebiyet verir. Her gün çamaşır değiştirmek ve tuvalet temizliğine özen göstermek gereklidir. Servisit oluşumunu önlemek için çamaşırları ütüleyerek giymek ve tampon gibi zararlı maddelerden uzak durmak bu hastalığın ilerlemesine ve neden olmasına etkilidir. Vajinal bölge içini  su ve sabunla çok yıkamak o bölgenin doğal salgı yapısını bozacağı için zarar vermektedir. Cinsel ilişki sık olan kadınlarda bu rahatsızlık daha çok görüldüğünden temizlik sırasında o ortamın temizliğine özen gösterilmeli mümkünse prezervatif kullanılmalıdır. Aşırı tahriş bu hastalığın oluşumunda etkilidir ve ilerlemesini sağlamaktadır.

Rahim Ağzı Yaralarının Tedavisi

Eğer iltihaplanma ilerlemişse ilaç tedavisi uygulanır. Rahim ağzında yara oluşumu olmuşsa bu durumda bazı cerrahi yöntemler uygulanması gerekmektedir. Başlıca uygulanan bu uygulamalar dondurma, yakma ve lazer yöntemleridir. Bu yöntemlerde amaç iltihaplı dokuyu dağlayarak yarayı öldürmektir. Bu yöntemlerle servisit yani rahim ağzında yara etkisiz hale gelerek ilerlemesi önlenmiş olur.

Koterizasyon

Halk arasında bu işleme yara yakma işlemi denir ve ısı yardımı ile yara dağlanmaktadır. En eski ve en çok uygulanan bu yöntemle kalem şeklindeki bir aletin ucuna elektrik akımı verilir ve bu akımdan ısı elde edilir. Yara üzerine uygulanan bu yöntemle çok az acı olur ve yara yakılmak sureti ile tedavi edilir. Çok nadir bu işlem sonrası rahim ağzında tıkanmalar oluşabilir çok önemli olmayan bu olay doktorumuz tarafından giderilir. Rahim ağzında yara bu işlem sonucu ortadan kalkar ve hasta hemen ayağa kalkarak gündelik hayatına devam edebilir. Bir kaç hafta kadar akıntı, kanama, lekelenmeler olabilir ve bu durum yaranın iyileşme sürecine bağlıdır. Bu geçen dönem içerisinde bir kaç hafta kadar cinsel ilişkiye girilmesi sakıncalıdır.

Kriyoterapi 

Bu tedavide hastanın yarası sıvı karbondioksit veya azot yardımı ile dondurulur ve bu işleme halk arasında yara dondurma denmektedir. Tabancaya benzeyen bir alet ile yara üzerine uygulanır ve tabancanın ucunun değdiği yer donar. Bu işlem yakma işlemine göre bir çok avantaj sağlamaktadır. Bu işlemle rahim ağzı yarası bir kaç dakikada dondurulur. Çok basit olan işlemde ağrı ve acı olmaz ve hasta hemen kalkar gündelik hayatına devam eder. Kriyoterapi sonrası her hangi bir kanal daralması olmaz hiç bir yan etkisi yoktur. Bir kaç hasta kadar akıntı, kanama lekelenme olabilir. İyileşme süreci daha da fazla olabilir. Bu dönemde cinsel ilişkiye girmekten kaçınmak en doğru yol olacaktır.

Lazer

Lazer yardımı ile yapılan bu işlemde yaraları lazerle yakarak tedavi edilir. Diğer yöntemlerden üstünlüğü yoktur. Doktorumuz nasıl uygun görürse onun belirleyeceği bir durumdur. Hiç bir yan etkisi olmayan bu yöntem sonrası hasta hemen kalkar ve gündelik yaşamına devam eder. Bu uygulama sonrası diğer uygulamalarda olduğu gibi akıntı, ara kanamalar, lekelenmeler olabilir. Yaranın iyileşme sürecine bağlı olarak bu durum bir kaç hafta yada daha fazla da sürebilir. Bu yöntemde de hasta bir kaç hasta cinsel ilişkiye girmese daha iyi olur.

Servisitten Korunmak İçin Ne Yapmalıyız?

  • Servisitten korunmak yada erken dönemde önlemini almak için bir kaç önemli şeye dikkat etmeliyiz
  • Cinsel ilişkiye gireceğiniz kişide gonore belirtileri var ise mutlaka doktorunuza başvurun ve önleminizi alın. Gonore hem erkekte, hem kadında görülen cinsel yolla bulaşan iltihaplı bir hastalık türüdür. Çok emin olmadığınız kişilerle birlikte olmayın yada önlemini alarak yani prezervatif kullanarak cinsel ilişkiye girin.
  • Akıntınız var ise mutlaka doktora giderek sebebini öğrenin ve tedavisine erkenden başlayın.
  • Kadınların ihmal ettikleri bir nokta da her yıl düzenli olarak doktora gitmektir. Bir şeyim yok gitmeme gerek yok demeyin ve kendinize her yıl için bir gün belirleyin ve o gün geldiğinde doktorunuza giderek muayenenizi olun ve mutlaka her yıl smear aldırarak testlerinizi yaptırın.
  • Kadınların çokça yaptıkları bir hata olan kokulu tampon kullanmayın ve pudra, deodorant gibi kimyasal maddelerden vajinal bölgenizi uzak tutun.
  • Vajinal bölge içini sabunla yıkamayın ve çok sık su ile banyo yaptırmak içerideki doğal salgıyı bozacağından enfeksiyon oluşumuna sebep olabilir.
  • İç çamaşırınızı sık sık değiştirmeye özen gösterin ve mutlaka külotlarınızı ütüleyerek giyin.

Rahim Ağzı Yarası Tedavi Edilmezse Ne Olur

  • Bu hastalık tedavi edilmezse kansere, rahim ağzı kanserine dönüşebilir.
  • Rahim ağzı yarası tedavi edilmez ise bu durumda hamile kalan annenin bebeğinde akciğer sorunları, göz iltihaplanmaları ve enfeksiyona bağlı bir çok hastalık olabilir.
  • Rahim ağzı yarası yakılmazsa yada dondurulmaz ise ilerler ve geçikmelerde kronikleşerek rahim içini de sarabilir.
  • Kronikleşen rahim ağzı yarası içerisinde kistler oluşabilir.
  • Rahim ağzı yarası tedavi edilmez ise rahim kanalını tıkar ve kısırlığa sebep olabilir.

Rahim Ağzı Yarası İçin Bitkisel Tedavi

  • Rahim ağzı yarası öncelikle doktorumuzun vereceği tedavi yöntemleri ile tedavi edilmekte ama bunların yanında yiyip içebileceğimiz bazı şifalı bitkiler vardır ki bunlar içten enfeksiyonu kesebilir. Rahim ağzı yarası öncelikle nedeni bilinmemekle birlikte enfeksiyonlarla başlamaktadır. Bu enfeksiyonları yiyip içeceğimiz bazı bitkilerle başlamadan kurutabiliriz. Yara oluşumunda akıntı kanama gibi bazı belirtiler bizim doktora gitmemizi sağlar. Doktorumuzun verdiği tedaviyi mutlaka harfiyen uygulamak gerekir. Bu hastalık çok önemsenmemekle birlikte aslında çok ciddi sonuçlar doğurabilir. İlerleyen vakalarda kansere dönüşebilir bazı vakalarda ise kistler oluşabilir. Rahim ağzı yarasını kronikleşmeden tedavi edilmesi şarttır.
  • Bazı bitkiler bilindiği gibi antibiyotik içeriklidir ve çok güçlü enfeksiyon öldürücüdür. Bunların başında ada çayı gelmektedir. Her gün bir iki bardak ada çayı bu hastalık için çok faydalıdır. Aynı zamanda ada çayının rahim içini de temizleme özelliği vardır.
  • Kekik çok güçlü bir antibiyotiktir ve her gün sabah akşam düzenli bir bardak kekik suyu içmek rahmi temizler ve yaraları kurutur.
  • Papatya çayı antiseptik özelliği ile yaraları temizler ve akıntı oluşumunu önler.
  • Çay ağacı yağını 2 litre suya 20 damla kadar damlatın ve üzerine oturun bu iltihabı kurutmakta çok faydalıdır.
  • Rahim ağzı yara tedavisinde en iyi sonuçlardan biri de lavanta çayı vermektedir. Lavanta çayını sabah akşam bir fincan içmek ve lavanta yağını sıcak suya bir kaç damla damlatarak oturmak çok faydalıdır.
  • Kekik yağını bir pamuğa damlatın ve bununla rahim içini silerseniz yada oturma banyosuna damlatacağınız kekik yağı çok faydalı olacaktır.
  • Kudret narı rahim ağzı yara tedavisinde çok eski bilinenlerdendir. Kudret narını bir tülbende damlatalım ve mümkün olduğunca rahim içine doğru koyalım bekleyin ve tülbendi çıkartarak vajinanın içini güzelce yıkayın. Kudret narını bir kaç kez bu şekilde yapmak bu iltihabın kurumasında ve yaranın tedavi olmasında çok faydalıdır.
  • Maydanozu bir tavada çok hafif çevirin azcık ısınsın ve yumuşasın, maydanozumuzu sıcak sıcak bir tülbende koyalım ve vajinal bölgeye yerleştirip üzerine oturalım. Maydanoz rahim içerisindeki tüm iltihabı akıtacak ve kurutacaktır.
  • Rahim ağzı yara tedavisi için ayva yemek ayva yağı ile oturma banyosu yapmak çok fayda sağlar. Ayva yaprağı çayı da akşam yatmadan içilmesinde çok fayda sağlar.
  • Zencefilli ve zerdeçallı yoğurt kürü yapmak da bu yarayı kurutmakta ve enfeksiyonu gidermekte çok faydalıdır.
  • Tarçın doğal antibiyotiktir ve tarçını yemeklerimizde ve çayımızda kullanmak rahmi temizler.
  • Tarçın yanında karanfili de çaylarımızda kullanmak çok etkilidir.
  • Kantaron çok etkili bir rahim temizliği yapan bir bitkidir. Sabah akşam kantaron çayı içmek rahim ağzı yara tedavisinde çok faydalıdır.
  • Civanperçemi rahim temizliği konusunda çok etkili olan bitkilerdendir ve bu bitkinin çayını içmekte rahim ağzı yarasını tedavi etmekte kullanılır.
  • Soğan kürü uygulaması da bu konuda başarılıdır. 5 adet soğanı 2 su bardağı kaynayan suda beş dakika kadar tencerenizin ağzı kapalı kaynatın ve bu suyu yemeklerden önce aç karna bir bardak için. Göreceksiniz ki akıntınızın rengi koyu ve sarı gelecek rahim içini bu kürle temizleyeceksiniz. Rahim içinde oluşan kistlerden enfeksiyonlardan ve yaralardan bu kür sayesinde kurtulmuş olursunuz.
  • Kayısı ve greyfurt idrar yolu enfeksiyonları için çok kullanılan meyveler arasındadır.
  • Karabaş otu rahim temizlemekte kullanılan otlardandır ve oldukça faydalıdır.
  • Ekinezya doğal antibiyotiktir ve sadece rahimi değil bu çayı içmek tüm bedeni temizler.
  • Bu bitkileri içmek yada yemek aşırıya gidilmedikçe zararlı değildir. Hepsi vücudu temizleyen şifaları bilinen besinlerdir. Vücudumuzu içten temizlemeli ve enfeksiyonu ve yara oluşumunu bu şekilde doğal yollardan da yardım alarak tedavi ederek sağlığımıza kavuşmaya özen göstermeliyiz. Bu bitkiler rahim temizliğinde yıllardır kullanılan şifaları bilinen bitkilerdir.

Topuk Dikeni Bitkisel Tedavi

Topuk Dikeni Bitkisel Tedavi

Bir çok hastalık topuk dikenine neden olabileceği gibi kalsiyum birikintisi ve iltihaplanmada bu hastalığın sebebi olabilir. Bu hastalığa tedavi olarak genelde bitkisel şifalı yağlar kullanılmaktadır. Doktorumuzun önerdiği eksersizlerle birlikte bu tedavi şekilleri de yapılırsa zamanla o doku yumuşar ve yok olur.

  • Çörek otu yağı, kantaron otu yağı ve papatya yağı bir güzel karıştırılır ve her gün düzenli olarak topuğumuza masaj yapılarak uygulanır. Her gün düzenli olarak yapılan bu masajla ağrıların azaldığı ve hafiflediğini göreceksiniz.
  • Vazelin ve zeytin yağını karıştırarak topuklarınıza banyodan sonra sürünüz.
  • 2 yemek kaşığı nane yağı ve 2 yemek kaşığı kekik yağını karıştırıp her gün ayak topuklarınızı ovarak 2-3 hafta masaj yapın. Bu yağ karışımı ağrıları gidererek topuk dikenini geçirmeye yardımcı olacaktır.
  • 2 yemek kaşığı pul biber ve 1 tatlı kaşığı zeytin yağını bir kapta karıştırın ve topuk dikeninin olduğu yere bir bezle sarın. Bu karışım topuk dikeninin oluşumundaki kemik yapısını yumuşatacak zamanla yok edecektir.
  • 2 lt su kaynatılır ve içine bir avuç kekik atıp dinlenmeye bırakın. Bu suyu ılımaya yakın bir leğene alın ve bir saat kadar ayaklarınızı onun içinde dinlendirin. Kekikli su ayaktaki topuk dikenini yumuşatır ve ağrıları gidermekte yardımcı olur.
  • 2 çorba kaşığı kadar keten tohumu yağını bir tavada ılıtın ve temiz bir havluya dökerek topuk dikeninin olduğu yere sıcağı sıcağına streç filim yardımı ile sarın. 1-2 saat kadar bu yağı topuk dikeninde tutun ve bunu sabah akşam yapmanız dikeni yumuşatır ve erimesine yardımcı olur. Kadın
  • 4 adet elma kabuğunu 1 litre suda kaynatın ve bu suyu sabah akşam için. Bu elma kabuklarıyla yapılan kür sayesinde içten topuk dikenini yok etmiş olursunuz.
  • Kaynar suda ayaklarınızı yarım saat kadar dinlendirin. Yumuşayan topuk dikenine bir tatlı kaşığı viksle bir çay kaşığı balı karıştırın ve bir beze dökerek topuk dikeninin üzerine sarın. Bu karışımı akşam yatmadan önce yapıp sabaha kadar ayakta durmasını sağlayın. Bu kürü haftada bir kaç kez yapmanız faydalı olacaktır.
  • Bal topuk dikeni tedavisinde çokça kullanılan şifalı bir besindir. Balı unla karıştırarak bir bezle akşamdan topuğa sarın ve yatın. Bu karışım topuktaki iltihabı dağıtmaya çok faydalı olacaktır.
  • Hindistan cevizi yağını akşam yatmadan önce topuklarınıza bir güzel yedirerek masaj yapmanız, hem ağrıyı hafifletecek ve oradaki iltihabı kurutmaya yardımcı olacaktır.
  • Buz dolabına bir şişe soğuk su koyun ve çok ağrınız olduğunda bu soğuk su şişesini ayağınızın altında ileri geri yaparak soğuk kompleks yapın. Bu soğuk su kompleksi ağrıyı hafifletecektir.

Bebeklerde Burun Tıkanıklığı

Burun tıkanıklığı Nasıl Temizlenir

Bebek banyo yaparken burna giden su, burun boşluğundaki birikintileri yumuşatır ve çoğu banyo sırasında çıkar. Banyodan çıkınca burnu bir mendil yardımı ile silerek temizleye biliriz. Burun temizliği yaparken damla kullanabiliriz. Tuz içerikli solusyonlar suruna ilk sıkıldıkları zaman rahatlama yapabilirken, uzun vadede burun içindeki mukozayı kuruduğu için zararlı olabilir. Burun tıkanıklığı eğer yüksek oranda ve bebek rahatsızsa burna okyanus suyu kadın sağlığı içerikli damlalar önerilebilir. Bu damlalar ile bebeğimizin burnu rahatlatılır. Burun içine tatlı su asla kullanılmaz ve eğer tatlı su sıkılırsa burun içinde şiddetli bir ağrıya sebep olacağı gibi ileride daha da kurumasına neden olur. Bebeklerin burun temizliğinde yapılan bir diğer yöntemde burna yerleştirilerek burun içi temizliği yapılabilir. Bu aletler burun deliklerine zarar vereceğinden çok dikkatli yapılmaları önerilir. Yoksa burun içinde kanamalar oluşabilir.

 

Bebeklerde Burun Tıkanıklığı

 

Keçiboynuzu

Keçi boynuzu şeklinden dolayı adını bu şekilde almış olan bu bitki, sıcak ve ılıman iklimi sever. Yetiştiği ağaçların boyu 5-6 metreyi bulan keçi boynuzu yetişmeye başladığı ilk 15 yıl meyve vermezler ve yetişen meyvesi taze iken çok tatlıdır. Anadoluda harput ismi ile bilinen keçiboynuzu meyveleri hamken yeşil, olgunlaştıkça kahverengine döner. Sağlık Kurutarak yediğimiz keçi boynuzunda  A, B, B2, B3, D, E, C vitamini, demir, fosfor, çinko, kalsiyum, karbonhidratlar, yağlar, sodyum, selenyum, magnezyum, potasyum başta olmak üzere bir çok vitamin ve mineral vardır. Çok güçlü bir antioksidan olan keçi boynuzu bir çok hastalığın tedavisinde kullanılır. Yakup peygamberin ekmeği olaraktan bilinen bu meyve sayesinde Yakup Peygamber çölde  bu meyveyi yiyerek hayatta kalmıştır. İçinde bulunan bin bir fayda sayesinde bir çok hastalığa şifadır. Aslında tam bir mucizedir diyebiliriz.

https://kadinvsaglik.tumblr.com/post/168352061878/bilgi-%C3%B6%C4%9Fren

WordPress.com'da Blog Oluşturun.

Yukarı ↑